ÇARPINTI
Kalp çarpıntısı nedir ?
Kalbimiz 24 saat sürekli çalışan bir organımızdır. Ama çoğu zaman bu çalışmadan hiç haberimiz olmaz. Eğer günün birinde kalbimizin atımlarını hisseder ve bundan rahatsızlık duymaya başlarsak işte buna çarpıntı diyoruz. Tansiyonumuz yükseldiği zaman, korku, endişe, heyecan durumlarında veya fazla kahve içtiğimizde çarpıntı yakınmamız olabilir. Bu durumlar sık karşılaştığımız geçici çarpıntı nedenleridir. Ayrıca kalp problemleri nedeniyle çarpıntı olabilir ki,
işte bunlar biraz daha ciddiye alınmalıdır. Çarpıntımızın kalp hastalığı ile ilişkili olup olmadığı veya önemli olup olmadığı konusunda bir hekime danışmak gerekebilir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Çarpıntı kalp hastalığının göstergesi olabilir mi?
Çarpıntı yakınması çok endişe verici olmakla beraber her zaman önemli bir kalp hastalığının belirtisi değildir. Bu konuda hemen endişeye kapılmamak gerekir. Ancak bazı durumlarda kalp hastalığı ile ilişkili de olabilir. Biz buna kalp ritim bozukluklarına bağlı çarpıntı diyoruz. Çok çeşitli nedenlerle olabilen ritim bozukluklarının bir hekim tarafından değerlendirilmesinde yarar vardır. Böylece ritim bozukluğunun önemli bir kalp hastalığı ile ilişkili olup olmadığı ve tedavisinin planlanması mümkün olabilir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kalp ritim bozukluklarının nedenleri nelerdir ?
Kalp ritim bozuklukları doğuştan gelen bir zemin üzerinde veya sonradan olan bir kalp hastalığı zemininde ortaya çıkabilir. Doğuştaki bir zemin üzerinde olan ritim bozuklukları bir kalp hastalığı anlamını taşımaz. Kalp içindeki bir elektrik yolu veya odağı ilerleyen yıllarda kalpte ritim bozukluğu yaratabilir. Her ritim bozukluğu tehlikeli değildir ve birçoğunun tedavisi kolaylıkla yapılabilir. Ancak özellikle kalp krizi sonrası oluşan ritim bozuklukları veya kalp yetmezliği zemininde oluşan ritim bozuklukları ciddiye alınmalıdır. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kalp ritim bozukluklarının belirtileri nelerdir ?
Kalp ritim bozukluklarında en sık görülen belirti çarpıntıdır. Ayrıca bayılmalar veya bayılacakmış gibi olma yakınması kalp ritim bozuklukları ile ilişkili olabilir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi var olan yakınmaların artması da kalp ritim bozuklukları ile ilişkili olabilir. Yani sadece çarpıntı ritim bozukluğu belirtisi değildir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kalp ritim bozukluklarının tanısı nasıl konulur ?
Muayene sırasında sadece hastanın hikayesi dinlenerek kalp ritim bozukluğu ile ilgili bir çok bilgi sağlanır. EKG yani kalp grafisi, ekokardiyografi yani kalp ultrasonu, 24 saat veya uzun EKG takipleri ki buna Holter diyoruz bize önemli bilgiler verir. Ama özellikle çarpıntı yakınmasının olduğu sırada çekilen bir kalp grafisi tanıda altın değerindedir. Bazen elektrofizyolojik çalışma denilen bir işlemin hem tanı, hem de tedavinin planlanması için yapılması gerekebilir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kalp ritim bozukluklarının tedavisi nasıl olur?
Kalp ritim bozukluklarının bir çoğunda basit ilaç tedavileri yeterlidir. Ancak ilaç kullanmak istemeyen veya ilaç tedavisinin işe yaramadığı hastalarda kateter ablasyonu denilen bir yöntemle tedavi yapılabilir. Bazen kalp pilleri veya şok veren özel pillerin takılması tedavinin bir parçasıdır. Bazı özel ritim bozukluklarında kalpten beyne pıhtı atmasını önlemek için kan sulandırıcı ilaçları sürekli kullanmak gerekebilir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bayındırhastanesi.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
ÇARPINTIM VAR. KALP HASTASI MIYIM ? NE YAPMALIYIM ?
Çarpıntı kalp atımlarının hissedilmesi ve bundan rahatsızlık duyulmasıdır. Her çarpıntı yakınması kalpte bir problem olduğunu göstermez. Heyecan, gerginlik, gebelik gibi durumlarda da kalpte herhangi bir sorun olmadan çarpıntı hissi oluşabilir. Bu aşamada önemli olan çarpıntının bir kalp ritmi bozukluğu ile ilişkili olup olmadığını anlamaktır. Gerçekte de çarpıntının bir kalp ritmi problemi ile ilişkili olup olmadığını anlamak oldukça zordur. Çünkü başvurduğunuz hekim sizi büyük olasılıkla çarpıntınız olmadığı bir anda görecektir. Bu amaçla yirmi dört saat süreyle lap atımlarını izleyen cihazlar takılması veya bir kaç hafta süreyle kalp atımlarını kaydeden cihazların hastanın yanında taşıması gibi tanı seçenekleri vardır. Bazen hekim size elektrofizyolojik çalışma denilen daha girişimsel ( hastanede yapılan ve damarlara girilmesi gereken) bir tanısal işlemi önerebilir. Bu nedenle en iyisi tam çarpıntı anında bir sağlık merkezine başvurup bir kalp grafisi çektirmektir. Bu sayede bir çok tanısal testten kurtulmak mümkün olabilir.
KALP ÇARPINTILARININ KATETER ABLASYON YÖNTEMİ İLE TEDAVİSİ
Çarpıntı kalp atımlarının hissedilmesi ve bundan rahatsızlık duyulması durumuna verilen genel bir isimdir. Güçlü kalp atımları, arada olan tekleme şeklindeki atımlar veya kalp hızının yükselmesi (hızlı kalp atımları) çarpıntı şeklinde kendini gösterir. Çarpıntının nedenine göre tanımlanan yakınma farklılıklar gösterebilir. Örneğin güçlü kalp atımlarını çarpıntı şeklinde hisseden birinde nabız normal sayıda (dakikadaki 60 ila 100 arasında) ve düzenlidir, ancak yine de çarpıntı yakınması oluşabilir. Bu durum tansiyon hastalarında ve kaygı bozukluklarında görülebilir. Diğer taraftan normal atımlar arasına giren fazladan atımlar, tekleme veya arada kalbin duracak gibi olması şeklinde bir hisse neden olabilir. Ekstrasistol adı verilen bu durumda kalp vuruları normal hızda ve düzenlidir. Ancak bir araya giren fazla bir atım bahsedilen hisse neden olur. Toplumda en çok görülen çarpıntı şekli budur. Bir diğer çarpıntı şekli ise kalp hızının arada hızlanmasıdır. Özellikle dakika kalp atım sayısı dakikada 150’ nin üzerine çıktığında insan çok rahatsız edici bir çarpıntı hisseder. Kalbimde kuş çırpınıyormuş, kalbim boynumda atıyormuş, kalbin ağzımdan çıkacakmış gibi oluyor gibi şeklinde durumunu tanımlar.
Çarpıntı yakınması her zaman kalp hastalığının göstergesi değildir. Kan basıncı yükseldiğinde; korku, endişe, stres durumlarında; çok çay kahve içimini takiben veya alkol alımını takiben çarpıntı yakınması olabilir. Kansızlık (anemi), gebelik, tiroid bezinin fazla çalıştığı durumlarında da kalp problemi olamadan da çarpıntı yakınması görülebilir. Her insan arada çarpıntı hissedebilir. Sık olan, gündelik yaşamı etkileyen çarpıntıların bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Burada amaç çarpıntı yakınmasının kalp hastalığı ile ilişkili olup olmadığını bulmak ve tedavisini yapmaktır. Kalp hastalığı ile ilgili olmayan çarpıntılarda altta yatan durumun (tansiyon yüksekliği, kansızlık, tiroid hastalığı gibi) düzeltilmesi gerekir. Kaygı, endişe bozuklukları ile olan çarpıntılarda beta blokör denilen ilaçlarla çarpıntı hissi yatıştırılmaya çalışılır. Kardiyologların tedavi etmesi gereken çarpıntılar kalp hastalığı ile ilişkili olabilecek çarpıntılardır.
Kalp hastalığı ile ilgili olan çarpıntılara ritim bozuklukları diyoruz. Bunlar kalbin elektriksel sistemindeki bozukluklar sonucu oluşan çarpıntılardır. Çoğunlukla elektriksel olarak fazla uyarı çıkaran bir takım odaklar veya anormal elektriksel yollardan kaynaklanır. Bu durum doğuştan gelebileceği gibi, sonradan da kalp hastalığı sürecinin bir parçası olarak karşımıza çıkabilir. Doğuştan olan kalp ritim bozukluklarının bir kısmı ilerleyen yaşlarda yakınma oluşturur. Yani doğuştan gelen bir zemin vardır ama ritim bozukluğunun ortaya çıkması yirmili, otuzlu hatta daha ilerleyen yaşlarda olabilir. Sonradan oluşan, yani doğuştan zemini olmayan ritim bozuklukları ise çoğunlukla kalp krizi, kalp yetmezliği yapısal kalp hastalığı zemininde gelişir. Bazen de ritim bozukluğunun ne kadar doğuştan gelen zeminde ne kadar sonradan olan kalp hastalığı ile ilişkili olduğunu ayırt edemeyiz. Sonuçta nasıl olursa olsun ritim bozukluğu türünün adının koyulması, riskinin belirlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir.
Ritim bozukluklarına bağlı çarpıntılar bir çok alt gruptan oluşur. Bazısında bir odak aniden deli gibi uyarı çıkarmaya başlar ve nabız aniden 170-180 lere hızlanır. Bazısında bir odak arada fazladan tekli uyarılar çıkarır ve ekstarsistol denilen yukarıda anlatılan tarzda teklemelere neden olur. Bazen daha kaotik uyarılar olur ve nabız hem hızlı hem de düzensiz atar. Anlatılan ritm bozukları onlarca tipe ayrılır ve birbirinden farklı isimlendirilir. Yani ritim bozukluğu denince bir hastalık grubunu tanımlarız, altında tenı ve tedavisi faklı onlarca alt grup vardır. Dolayısıyla ritim bozukluklarına yakınma, risk ve tedavi olarak tek hastalık muamelesi yapmak mümkün değildir.
Ritim bozukluğu kategorik bir isim olduğundan, alt gruplarına göre riskler de farklıdır. Bazında şiddetli yakınma olmasına rağmen hayati risk son derece düşüktür. Bir diğerinde ölümcül risk olabilir. Başka bir ifade ile yakınmanın şiddeti ile riskin büyüklüğü arasında sıkı bir ilişki yoktur. Ancak kalp yetmezliği veya kalp krizi sonrası oluşan ritim bozukluklarında hayati risk olabileceği unutulmamalıdır. Riskin ne olduğu ritim bozukluğunun adı konulduktan sonra belirlenir.
Bu aşamada ritim bozukluğunun ne tür bir ritim bozukluğu olduğunun belirlenmesi gerekir. Ataklar şeklinde gelen ritim bozuklukları maalesef herhangi bir muayene esnasında tanınamaz. Yani hasta arada çarpıntı tarifler fakat muayeneye geldiğinde çarpıntı yakınması yoktur ve muayene yapan hekim hiçbir şey bulamaz. Bu gündelik hayatta çarpıntı-ritim bozukluğu ile uğraşan hekimlerin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Bu durumda bir takım tanı araçları kullanılmaya başlanır. Bunların başında uzamış EKG gözlem yöntemleridir. Kısaca Holter denilen bu yöntemde hastaya bağlanan özel bir cihaz ile 24-48 saat süreyle kalp atımları kaydedilir. Hasta yanında taşıdığı cihaz ile gündelik yaşantısına devam eder. Sürenin sonunda cihaz çıkarılır. Kaydedilen tüm atımlar okunur ve ritim bozukluğunun ne olduğu tanınır. Hastada bu süre içinde hiç ritim problemi olmamış ise (ki haftada ve ayda bir olan çarpıntılarda bu durum söz konusudur), gözlem süresinin uzatılması, 1-2 hafta kayıt yapabilen özel cihazların kullanılması gerekebilir. Yine de karar verilemez ise o zaman tanı ve tedavinin aynı zamanda yapıldığı girişimsel işlemlere gerek vardır. Bu girişimsel işlemin tanı amacıyla kısmına yapılan kısmına elektrofizylojik çalışma ( İngilizceden gelen kısaltması ile EPS), tedavi amacıyla yapılan kısmını ablasyon ( kateter ablasyon) denir.
Elektrofizyolojik çalışma(EPS) ve ablasyon aynı işlemin tanı ve tedavi parçalarıdır. Aynı kalp damarlarındaki darlığı tespit etmek için yapılan koroner anjiyografi ve tedavi etmek için yapılan balon-stent işlemleri gibi. Koroner anjiyografi kalp damarları, damarlardaki darlığın tanısı için yapılan işlem iken elektrofizyoloji çalışma (EPS) kalbin elektriksel siteminin bozuklukları tespit etmek için yapılan bir işlemdir. Kalp damarlarındaki darlıklar balon- stent yöntemi ile açılıp tedavi edilirken, kalbin elektriksel sitemindeki bozukluklar ablasyon yöntemi ile tedavi edilir.